Perşembe, Kasım 10

*19 - Güven ve Karar

Karl, Lisa’yı tuttuğu gibi yere attı. Ve silahını çıkarıp Lisa’ya doğru yürüyordu. O sırada ben de Karl’ın bacaklarına sert bir tekme attım sonra da koluna vurdum silahını kullanamasın diye. Zaten silah elinden fırladı hemen. Karl hiç beklemiyordu böyle bir şey olmasını. Bir yandan bana saldırıyor bir yandan da Lisa’ya sövüyordu. Hain olduğunu söyleyip duruyordu.

“İrreligioso sizi yaşatmayacak!” diyordu sürekli.

Lisa da şoku atmıştı üzerinden ve o da Karl’a karşı savaşıyordu benimle. Karl’ın dayanacak gücü kalmamıştı. Onu bir kalorifer borusuna bağladık. Ve konuşturmaya çalışıyorduk. Ancak Karl sadece Lisa’ya yüklenip duruyordu.

“Her şeyi anlattım Lisa, her şeyi anlattım. Yakında işinizi bitirecekler. Hainlerin sonu böyle olur. Oyun mu sanıyorsun bunu ya da bir film mi? O kadar basit mi bir aşkın peşinden koca bir örgütü terk etmek. Bildiğin şeylerin açığa çıkması riskini alırlar mı sanıyorsun? Kaç kişisiniz ha? Neyinize güveniyorsunuz? Hiçbir şeye sahip değilsiniz. Eğitim, para, silah, mekan? Hangisi var sizde? Aptallar. Öyle iki günde bitirip kahraman olacağınızı sanıyorsunuz. Devam edin, gerizekalılar. Ama vasiyetinizi yazmayı unutmayın!”

Karl durmadan konuşuyordu ve buna bir dur demeliydim. Yüzüne sert bir yumruk attım.

“Bana bak Karl! Düşünmen gereken tek bir gerçek var, eğer sorduklarıma cevap vermezsen o savunduğun irreligioson’da bile göremeyeceğin şeyler yaparım sana. Ölümün için yalvarırsın bana! O yüzden şimdi konuş ve ben de yaşamana izin vereyim.”

Karl alaycı bir gülümseyle bana baktı. “Devam et, pislik!”

Karl’ı konuşturmam gerekiyordu ve gerçekten acı çekmesini istiyordum. Onu bu halde görüp neler yapabileceğimi bilmelerini istiyordum. Lisa’ya ne desem bilemiyordum. Gözümün önünde olmasını istiyordum ama Karl’a yapacaklarımı da izlemesi hoş olmayabilirdi. Sonuçta eski bir arkadaşıydı. Yine de isterse başka bir yere geçebileceğini söyledim. Lisa ise kararlı bir ses tonuyla cevap verdi.

“Hayır, en güvendiğim kişi bile böyle çıkıyor. Ben de seninleyim, Karl’ın acı çektiğini görmek istiyorum.”

Sevinmiştim ve Karl’a yaklaştım. Hançerimi çıkardım ve Karl’a gösteriyordum.

“Bu hançeri özel yaptırdım Karl, salata ve yemek hazırlarken falan çok kullanışlı, özellikle ince işlerde çok işe yarıyor. Bir de senin gibilerle arası çok iyi bu hançerin. Kör bir bıçağa göre çok daha acısız. Tabi kullanmayı bilirsen. Maalesef ben daha tam alışamadım, o yüzden biraz acıtabilir. Ayaklarından başlasak fena olmaz diye düşünüyorum.”

Karl dediklerimi duymamazlıktan geliyordu. O sırada Lisa beklemediğim bir şekilde Karl’ın yüzüne çok sert bir tekme attı.
“Bu son şansın Karl. Yohan hayal edemeyeceğin kadar acımasızdır. Vücudumun ne halde olduğunu biliyorsun. Ki beni sevdiği için bana en hafifini uyguladı. Ya konuş Karl, ya da eziyeti kabullen.”

Karl’dan ses çıkacağı yoktu. Lisa’nın sözleri onu biraz tedirgin etmişti. Lisa’daki yaraları bildiği belliydi. Önce ayak başparmağını kestim ve kanaması dursun diye ateşle bastırdım. Karl acı içinde kıvranıyordu. Bir süre sonra bağırmayı kesti, gözlerinden yaşlar geliyordu. Konuşmaya dair bir tepki yoktu. “Sen bilirsin!” dedim ve devam ettim. Bu sefer de el başparmağını kestim. Yine aynı olay, Karl sürekli kıvranıyordu ve bağırıyordu. Yine konuşmuyordu. Bu sefer erkeklik organına yöneldim. “Nasıl olsa konuşmayacaksın, öleceğin için buranın bir önemi yok!” Karl pek ciddiye almamıştı. Lisa da şaşırmıştı ve ciddiye almamıştı blöf yaptığımı sanıyordu. Hâlbuki değildi. Lisa’ya sıkıca tutmasını söyledim. Karl işin ciddiyetini anlamıştı. Lisa’nın sıkmasıyla yerinde duramıyordu zaten. Ben de yavaştan kesmeye başladım. Karl acı içinde bağırmaya başladı.

“Tamam, tamam anlatacağım. Durun lütfen! Ne istiyorsanız anlatacağım.”

Hançeri çektim ve alaycı bir şekilde cevap verdim.

“En zevkli yerlerini kaçırdın Karl, daha başında bitirdik olayı! Evet Karl, her şeyi bilmek istiyorum. Bildiğin her şeyi bilmek istiyorum. Toplantıları ne zaman, nerelerde adamlarınız var, sisteminiz nedir, başınızdaki kim? Anlat bakalım sırayla.”

Karl acıdan zor konuşuyordu. Ama anlatmaya başladı.

“Sen ortaya çıktın ve sonra Sophie ortadan kayboldu. Bu olaylardan sonra sistemi tamamen değiştirdiler. Lisa’nın bildikleri artık işe yaramıyor. Her ayın 13’ünde toplantı olur. Fakat başımızdaki kim onu bilmiyoruz. Her hafta farklı biri oluyor başımızda. Ve bize yapmamız gerekenleri ve dikkat etmemiz gereken şeyleri söylüyor. Her yerde olduğumuzdan bahsediyorlar sürekli. Ancak yeterli olmadığını söylüyorlar. Son zamanlarda sürekli doğuya Müslüman ülkelere yönelmek istiyorlar ancak senin ortaya çıkışın bunu yavaşlattı.”

Karl sanki bir nefeste anlatmıştı bunları. Ondan bildiği tüm kişilerin isim ve adreslerini istedim.

“Bunu yapamam defterimi veremem, beni öldürürler.”

Karl korkuyla ne yapacağımı bekliyordu. Sakin bir şekilde “Tamam Karl, şimdi sana bir iğne yapacağım. Seni rahatlatacak.” Lisa ise garip garip bakıyordu bana. “Ne yani? Listeyi öğrenmeden bırakacak mısın? Anlayamıyorum seni Yohan!” İğneyi yaptım ve bir süre sonra bayıldı Karl. Lisa bana sinirlenmişti.

“Hani öldürmeyecektin Yohan, söz vermiştin.”

Lisa’ya sakin olmasını söyledim.

“Öldürmedim Lisa, sadece uyandığında hiçbir şey hatırlamıyor olacak.”

Lisa şoka girmişti. Açıkçası bazen kendime inanamıyordum. Düşünsenize bir uyanıyorsunuz, elleriniz ayaklarınız bağlı ve iki parmağınız kesik. Ve nerede olduğunuza dair bir fikriniz yok. Yaptığım şeylerin acımasız yaptığım kişilerin hak ettiğine inanıyorum.

Lisa’ya bir defter aradığımızı söyledim. İçinde isimler ve adresler olan bir defter. Aramaya başladık hemen. Bir yandan da konuşuyorduk. Lisa neden defter aradığımızı sordu.

“Karl söyledi bize. O yüzden onu zorlamadım. Defterini veremeyeceğini söyledi. Demek ki her şeyi oraya kaydediyor. Ayrıca Karl haklı Lisa. Bu iki günlük iş değil. Sistemli çalışmalıyız. Paramız olmalı, eğitimimiz olmalı, kaynağımız olmalı, derdimizi anlatabileceğimiz yerler olmalı. Bir gizli biz olmalıyız bir de dışarıdaki biz olmalıyız. Ancak böyle durdurabiliriz.”

Lisa sadece dinliyordu ve etrafı karıştırıyordu. O sırada buldum defteri, kitaplıktaki diğer defter ve kitapların arasına atılmıştı. Artık Lisa ve diğerlerine dışarıdaki bizi kurmalarını söyleyecektim. Ben de gizli bizi takip edecektim. Büyüdükçe gizli biz de büyüyecekti. Biz büyüdükçe başkaları küçülecekti. Onların açısından bakınca onlar da haklıydı. Herkes kendince haklıydı. Gerçekten kimin haklı olduğunu ölünce öğreneceğiz. Sonuçta ölüm hep kazanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder