Cuma, Eylül 7

*37 - Palma de Mallorca

3 Şubat 2005 * Münih

“İstediğim kitabı bulabildin mi?”

Casca hemen konuya girmişti. Anlaşılan gerçekten önemsiyordu o kitabı.

“Evet buldum ama her şeyi sana veremem. Ancak şöyle bir anlaşmaya varım. Sen bana bulaşmadığın sürece ben de sana her yıl birkaç bilgi getiririm. Sen de her şeyi ona göre planlarsın. Vereceğim bilgiler öyle hafife alınır şeyler olmayacak. Çok önemli şeyler yer alıyor kitapta gerçekten. Ve artık kimseye ihtiyacın kalmayacak. Ne irreligioso’ya ne de başka bir orduya. Tek başına tüm yatırımını yapabilir dünyayı kendi pencerenden aşağılayarak izleyebilirsin.”

Yaptığım şey hiç hoşuma gitmiyordu ama uzun sürmeyecek olmasına güveniyordum. Yakında bitecek her şey.

Kitap da tahmin ettiğim gibi Palma de Mallorca’da idi. Bu kitap nereden geliyor bilmiyorum, adı ne bilmiyorum ama Harm bunu bana bırakmış. Özel bir şey olduğu belli. İçinde tahminler var. Eski tahminlere bakınca hepsinin gerçekleştiği anlaşılıyor. Ama okuyabilen kimse yok. Daha doğrusu tek bilinen kişi benim. Belki başkaları da var. Her seferinde kendimi bulduğumu sanıyorum ve tekrar karşıma bir karmaşa çıkıyor. Kimim ben?

Tüm bu aklımdan geçenleri bir yana bırakmamı Casca sağladı.

“Haklısın, istediğim de bu. Dünya üzerinde yeterince güce ulaştım zaten. Artık daha üstünü istiyorum. Geleceğin ellerimde olmasını.”

İşte güç çılgınlığı böyle bir şey olsa gerek. Tüm dünyayı yönetebilen biri neden vazgeçer ki hayatından? Her zaman daha üstü vardır çünkü. Ya da daha farklısı. Sonuçta insan durgun bir varlık değildir. Ama işin ilginci değişimi fark etmeyiz bile. Değişim bu kadar normaldir insan için.

“Anlaştığımıza göre ilk bilgileri veriyorum. Bu sene yedi sayısına dikkat et derim. G-7 zirvesi, yedinci ay ve yedinci gün. Kendini o gün için hazırla. Her şey Londra’da olacak. Ayrıca bir de deprem var Pakistan civarlarında. Oraya yatırım yapmak istemezsin. Yine yedi etrafında dönüyor olay. Yedi küsur şiddetinde bir deprem var. Ekimin yedisi gibi. İşte bilgiler, sen zaten neler yapacağını bilirsin.”

Casca şaşkın bir şekilde konuşmaya başladı.

“Bir dakika, bir dakika! Ben bu bilgilere nasıl güveneceğim, ortada kitap bile yok. O kitabı görmek istiyorum.”

“Dediğim zamanı bekleyip görebilirsin! Kitaptan anladıklarımı söylüyorum sana. İstersen güvenme! Ama bu neyi değiştirir? Kitap bende ve sadece ben anlayabiliyorum. Ve işte artık o kitap da yok!”

Sol göğsümün üstündeki cebimden kitabı çıkarıp yanımdaki çöplüğe attım ve ateşe verdim. Tabi bu da bir yanıltmaca idi. Kitabın tamamen aklımda olmasına inandırmam için.

“Hepsi tamamen aklımda! Anlıyor musun? Eğer geleceğe sahip olmak istiyorsan şartlarımı kabul edeceksin!”

“Ne yaptın sen! Ne yaptın! Belki başkaları da vardı senin gibi! Tüm dünya değişebilirdi! Her şeyi mahvettin!”

“Olan oldu artık, o kitapta neler yazdığını sadece ben biliyorum! Ve benim ölümümle her şey uçup gidecek. Artık güvenmek ya da güvenmemek sana kalmış! Ben anlaşmaya varım ya da her şey uçup gider!”

Çaresiz olduğu için kabul etti. Artık irreligioso eskisi gibi değildi. Her geçen gün benim ekiplerim ve Barış’ın ekipleri onlara çok kan kaybettiriyordu. Artık burada işim bittiğine göre eve dönme vakti gelmişti. Her şeyin yolunda gitmesi güzel.

***

21 Şubat 2005 * Palma de Mallorca

“Neden buradayız Üstat? Yoksa yeni bir yer falan mı açıyoruz?”

Joseph doğal olarak böyle düşünüyordu. Fakat evimin önündeydik ve ben bir cevap bekliyordum. Söz verdiğim gibi. Ama henüz bir cevap gelmemişti.

“Bazen tatil yapmak iyidir Joseph. Krallar bile burada geçiriyorlar tatillerini, biz niye tercih etmeyelim ki.”

Ne diyeceğini bilememişti Joseph. Bir sürelik kararsızlıktan sonra kendi de bunu dile getirdi.

“Ne diyeceğimi bilemiyorum Üstat. Açıkçası ne zaman ne yapacağın belli olmuyor. Bazen endişeleniyoruz senin için.”

“Ne demek bu şimdi? Kendimi öldüreceğimi falan mı sanıyorsunuz? O kadar deli mi gözüküyorum?”

Biraz korkmuştu tabi o kadar rahatlamışken konuşabileceğini düşünmüştü ama bir anda sert çıkmamı beklemiyordu.
“Yani.. aslında öyle demek istemedim Üstat..”

“Rahat ol Joseph. Ben de insanım, eleştirmeye hakkınız var. Ayrıca galiba haklısınız Joseph. O kadar deliyim.. galiba..”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder