Pazartesi, Ekim 24

*15 - Hafıza

16 Ağustos 2002 * Roma

“Sophie yanındakilerden bilgi alıyordu. Yohan’ı durdurmaları gerekiyordu. Ancak çok geç kalmışlardı. Yohan çoktan ortadan kaybolmuştu. Hylar ve Harm’ı kurtarmak için evine gideceğini düşünüyorlardı. Hepsi silahlarını aldılar yanlarına. Hepsinin silahları farklıydı ama hepsi Yohan gibi giyinmişti. Emre de Yohan gibi eski usullerden hoşlanıyordu. Önden onu göndermişlerdi. Emre içeri girdi ve kimse olmadığını söyleyip diğerlerine de çağırdı.

Evin girişinde bekliyordu hepsi. Bu sırada üst kattan iki kez silah sesi geldi. Sophie hemen yukarı doğru koştu ancak onu durdurdular. Sakin olmaları gerekiyordu. Emre üst kata çıkıyordu ve bir koruma olduğunu fark etti. Koruma arkasını döndüğünde onun işini bitirmişti. Tekrar çağırdı diğerlerini. Yohan’ın olduğu odaya geldiler. Sophie kulak kesilmişti iyice ve Yohan’a söylenen sözü duydu.

“Güle güle Yohan Lorm!”

Daha fazla bekleyemedi ve içeri girdiği gibi Lucas’a ateş etti. Lucas da tetiğe basmıştı, mermi Yohan’ın başını sıyırdı. İçeride müthiş bir çatışma başladı. Sophie Yohan’ı çözmeye çalışıyordu. Emre de onu koruyordu. Yohan çok fazla kan kaybetmişti ve bir mermi başına isabet etmişti. Bir süre sonra Hywl Sophie’nin yanına geldi ve çıkabileceklerini söyledi. Tüm irreligiosolular ölmüştü. Yohan’ı hemen bir arabayla hastaneye götürdüler. Sophie’nin tanıdıkları vardı o yüzden sorun çıkmadı. Sophie doktora buranın güvenli olmadığını ve onu başka bir yere götürmeleri gerektiğini söyledi. Doktor ilk aşamayı burada yapıp sonraki aşamada istedikleri yere aktarabileceklerini söyledi. Sophie aklından olabilecek yerleri geçirdi. Birçok yer geliyordu aklına ama hepsinde sorun olacağını düşünüyordu. Sonra Prag’taki arkadaşı Karl geldi aklına. Onu arayıp gelip gelemeyeceklerini sordu ve olumlu yanıt aldı. Şimdi doktorun cevabını bekliyordu.

Yohan hala uyanamamıştı ekibi ve Sophie onu bekliyorlardı. Emre Sophie’ye yaklaştı ve sordu “Seni daha önce hiç görmedim Sophie? Nerede yetiştirdiler seni ve Yohan’ı nereden tanıyorsun?” Sophie sadece Yohan’ı düşünüyordu. “Ben Yohan ile yetiştim Emre, daha fazla ayrıntı yok.”

O sırada doktor geldi ve durumu açıkladı. Yohan’ın bitkisel hayata girme ve hafıza kaybına uğrama gibi riskleri vardı. Çok fazla ümit olmadığını ama yine de yaşatabileceklerini söylediler. Herkes şoktaydı. Sophie onu Prag’a götüreceğini söyledi. Doktor yapılması gerekenleri anlattı. Ve Yohan’ı Prag’a taşıdılar.

Ekibi bir süre Sophie’ye destek oldu. Sonra hepsi yavaş yavaş ayrıldılar. Sophie ve Karl kalmıştı sadece. Yohan ne zaman kendine gelir gibi olsa Sophie her şeyi anlatıyordu, hatırlatmaya çalışıyordu. Ufak bir belirti bekliyordu ama olmuyordu.”

İşte böyle anlatmıştı Sophie her şeyi. Başım acayip ağrıyordu. Bir sürü şey geliyordu aklıma. Rüya mıydı gerçek miydi ayırt edemiyordum. Sophie derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.

“Ta ki düne kadar. Hiç konuşmamıştın Yohan düne kadar. Sadece uyanıyordun ve uyuyordun. Bir senem böyle geçti işte Yohan. Şimdi hatırladın mı bir şeyler?”

Kısmen hatırladığımı söyledim. Ama anlam veremiyordum beni niye bu kadar önemsemişti. Ayrıca Hylar ve Harm neredeydi. Ayağa kalktım bir anda onları bulmak için dışarı çıkacaktım.

“Nereye gidiyorsun Yohan? Kendine gel önce biraz!”

“Hylar ve Harm’ı bulmalıyım. Onları hatırlıyorum Sophie. Hem sen de kimsin Sophie seni hiç hatırlamıyorum. Nedir benden istediğin?”

Elim sürekli başımdaydı ve gözlerim kısıktı. Işık rahatsız ediyordu ve başım çok ağrıyordu. Sophie düşeceğimi fark etmiş olmalı ki hemen yanıma geldi.

“Üzgünüm Yohan.. Biz seni almaya geldiğimizde onlar öldürülmüştü..”

Yatakta dolanıp duruyordum. İçimi sıkıntı basmıştı. Kendimi öldürmek geliyordu içimden. Nasıl olurdu, niye ölmüşlerdi, niye hatırlamıyordum? Defalarca gerçek olup olmadığını sordum. Ciddi olduğunu söyledi.
Sinirlenmiştim ve Sophie’nin yakasına yapıştım.

“Sen de kimsin Sophie? Sen mi öldürdün onları? Ne istiyorsun benden?”

Sophie ağlamak üzereydi, çok korkmuştu.

“Benim Jose, Lisa. Lisa’yım ben..”

Bu cevap beni daha da sinirlendirmişti. Dalga mı geçtiğimi sanıyordu?

“Lisa öldü tamam mı! Kendi ellerimle öldürdüm onu! Öldü! Öldü! Öldü!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder