Salı, Eylül 27

*10 - Gidiyorum!

Clyde’ın ellerini ve ayaklarını bağlamıştım. Onu konuşması için zorluyordum. Bütün adamlarını öldürmüştüm. İlk defa böyle bir şey gördüğü belliydi. Bir kişi hepsini alt etmişti. “Amacın ne Yohan? Lucas’ı bulsan ne olacak? Bizden binlerce var, anlıyor musun binlerce!” Ona cevap vermiyordum, biraz daha zehir verdim ve soru değil cevap istediğimi söyledim. Karnına bir yumruk attım. “Eğer istediklerimi vermezsen Clyde, hayal edemeyeceğin kadar acı verebilirim sana. Hiç hayal edemeyeceğin kadar. Önce seni felç ederim ama bilincini ayakta tutarım. Vücudunun her bir parçasını izlersin Clyde, anlıyor musun beni şimdi? Eğer istediklerimi vermezsen, şova hazır ol Clyde!”

Clyde konuşmaya başlamıştı, titreye titreye konuşuyordu. Listedeki isimler birer birer siliniyordu. Ve mekanı belli olmayan kişilerin yerleri de belli olmuştu. Artık kafamdaki plan için sadece bir ekip bulmak kalmıştı. Clyde’dan istediklerimi aldıktan sonra listeyi cebime koyuyordum, Clyde bu sırada hafifçe gülümsedi. “O da neydi Clyde? Neden güldün?” Hiçbir şey olmadığını söyledi. “Sen bilirsin!” dedim. Cebimden zehirleri çıkardım ve vücuduna sapladım. “Nasıl olsa öğreneceğim, pislik!”

Eve vardığımda gece yarısını geçmişti. Harm da oradaydı. On beş kişi bulduğunu söyledi. Hemen çağırmasını söyledim. 3 gün sonra hepsinin burada olacağını söyledi.

“Teşekkür ederim, Harm! Yakında hepsi bitecek, söz veriyorum.”

***

3 gün sonra 4 haziran akşamı, herkes toplanmıştı. Beni iyi dinlemelerini söyledim. Notlarıma açtım ve kaç ülkeye yerleştiklerini söyledim. Amerika, İngiltere, İspanya, Meksika, Türkiye, İtalya, Fransa, Portekiz, Rusya, Çin, Güney Kore, Avustralya, İsviçre, Madagaskar, Hindistan, Kanada, Şili ve Yunanistan’da bulunuyorlardı. Bazı yerlerde birkaç tane önemli isim vardı. 18 ülke vardı İtalya, Fransa ve İspanya’yı ben halledecektim, diğer on beş kişiyi farklı ülkelere yollayacaktık.

“Sizden istediğim sadece gözlemlemeniz ve gizli kalmanız. Her ayrıntıyı not etmenizi istiyorum. Nerede toplanıyorlar, ne zaman toplanıyorlar, başka ülkelere seyahat edenleri hangileri, en az görünenleri hangileri, silahları nelerdir, dışarıdaki işleri nelerdir, tespit ettiğiniz zayıf yönleri nelerdir, kaldıkları binaların yapıları, ayrıntılı çizimleri, korumalar ve kameralarla ilgili bilgiler ve işe yarar diye düşündüğünüz her şey. Saldırmak için önce bilmemiz gerekiyor. Ayrıca kesinlikle telefon veya herhangi elektronik bir yolla iletişim kurmuyorsunuz. Sizlere yardımcı olabilecek bir kitap verilecek. Yine de farklı bir durum olursa bütün yetki kendinizde, istediğiniz kararı verebilirsiniz. Kesinlikle iletişime geçmek yok ve benden habersiz kimseyi öldürmek yok. Göreviniz sadece gözlemlemek ve iki ay sonra yani 4 ağustosta hepiniz tekrar buraya geleceksiniz. Gelmeyen olursa, kendi sonunu düşünmeye başlasın. Ve sorusu olan varsa şimdi sorsun, buradan çıktığınız andan itibaren birbirimizle iletişimi keseceğiz. Bu iş tamamen takip edilemeyecek şekilde yapılmalı.”

Kimseden ses çıkmamıştı. Herkes hazır görünüyordu, çıkmalarını ve iki ay sonra gelmelerini söyledim. Hepsi gitmişti. Harm, Hylar ve ben kalmıştık. Bana tuhaf bakıyorlardı, dertlerini anlamıştım. “Anlıyorum Harm, Hylar ancak size böyle görevler veremem, siz artık beyin takımı olmalısınız. Gençler bu işi yapmalı. Sizi tehlikeye atamam.”

Harm bir kahkaha attı; “Şuna bak sen, görüyor musun Hylar? Büyüdü de karar veriyor Yohan!” “Özür dilerim, efendim. Öyle bir şey demek istemedim ama korkumu anlamanızı istiyorum.”

İkisi de gülmeye başlamıştı tekrar. Sadece şaka yaptıklarını söylediler ve bana ne yapacağımı sordular. Beni rahatlatmışlardı. Yatağıma oturdum ve notlarımı elime aldım. İspanya’da 40 kişi, Fransa’da 87 kişi ve İtalya’da ise 63 kişi kalmıştı. Ve İspanya’da 2, Fransa’da 3 ve İtalya’da 4 tane yeri belli olmayanlar vardı ama artık öğrenmiştik. İspanya’dan başlamayı düşünüyordum ve en son yine İtalya’ya gelecektim. Başımı kaldırdım ve onlara doğru bakıyordum.

“İspanya’ya gidiyorum!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder